DEĞİŞİM

 DEĞİŞİM

Evrendeki düzen değişim üzerine kurulmuş iken, biz insanlar değişime direniyoruz.  Zaman zaman,  kendi kendimize  “ben çok değiştim” derken, aslında bu değişimin özümüze yönelik olmadığını görüyoruz. Değişen vücut şeklimiz, saç modelimiz, giyim tarzımız, oluyor…Kötü alışkanlıklarımız, kendimize bile zarar veren  bağımlılıklarımız, sevdiklerimizle ilişkilerimizi zedeleyen kişilik özelliklerimiz, kırıcı tavırlarımız, şiddet, öfke patlamaları….Bunların değişmesi gerekliliğini ne kadar kabulleniyoruz?  Bunları değiştirmek için ne kadar çaba harcıyoruz, Hep karşımızdakinin değişmesinden dem vururken,  kendimizin de değişmesi gerekliliğini hesaba katıyor muyuz?

Değişimi gerçekleştirmek “değiştim “ demek kadar kolay değildir. Doğduğumuz andan itibaren, günümüze kadar getirdiğimiz kişilik özelliklerimiz, ilişki kurma biçimimiz, seçimlerimiz, bizimle gelişen, bizimle büyüyen güvenli unsurlardır. Bunların kısa bir zaman diliminde değişmesini beklemek kocaman bir yanılsamadır.  Çünkü değişime adım atmak, güvenli bir alandan, bilinmezlerle dolu güvensiz alana doğru hareket etmektir. Riski göze almaktır. Değişimde vaad edilen olumlu bir sonuç bile olsa, bilinmezlik korkutur. Bize (özümüze) ait olan, kötü bile olsa, bize zarar bile verse bizimdir. Bizim olan güvenlidir. Özümüze ait olanlarla dış dünya bağlantılarımızı kurar, yine özümüze yani güvenli alanımıza geri döneriz. Böyle bir dengeyi yaşamımız boyunca kurmaya çalışırken, bir de değişmenin gerekliğiyle yüzleşmek, kurduğumuz dengeleri alt üst edebilir. İşte bu yüzden, sımsıkı sarıldıklarımızdan, tutunup yapıştıklarımızdan kopamayız…

Güzel hayallerimizi bile, alışkanlıklarımızı terk edemediğimiz, değişimi göze alamadığımız için gerçekleştiremiyoruz. Planlar yapıp, erteliyoruz, yani değişmekten kaçıyoruz… Değişimi gerçekleştirmek için ne kadar istekli olursak olalım,  değişim için yeterince hazır değilsek kaçışların, ertelemelerin sonu gelmeyecektir.

Bir değişimi başlatmak için hep pazartesiyi, ayın 1. gününü, ya da yılın başını bekleriz ya… Aslında bu bekleyişler planladığımız değişime hazır olmadığımızın tam bir göstergesidir. Pazartesi başlayıp, salı günü sonlandırdığımız eylemler,  uygulamaktan vazgeçtiğimiz kararlar…

Güzel hayallerimizi gerçekleştirmek,  sorun yaşadığımız, rahatsızlık duyduğumuz tırtılözelliklerimizi değiştirmek için önce değişimin gerekliliğine inanmak, sonra değişim sürecine hazırlanmak ve adım adım değişimi yaşamak… Zor olsa da kulağa çok hoş geliyor değil mi? … Değişimin yaratacağı güzellikleri hep birlikte yaşamak ve paylaşmak dileğiyle…

Z.Sacide Üstünsoy Çobanoğlu

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir