NE BEKLİYORUZ HAYATTAN?
Evet çok şey bekliyoruz hayattan. Hem de çaba göstermeden, hiçbir şey vermeden, üzülmeden, sabır göstermeden, yorulmadan… Bu hayalle yaşıyor ve işin ilginci bu hayalin gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu gün olmadı, yarın olur, öbür gün olur diye bekleyip duruyoruz. Önceleri bu inanış bize çok hoş geliyor. Niçin hoş gelmesin ki çaba yok, yorulma yok, sıkıntı yok… Kolaylıkla elde ettiğimiz şeyler çok hoşumuza gider zaten. Ama bir dakika düşünün, hayatta ne kadar şeyi kolaylıkla elde ediyoruz. Çoğunlukla sadece elde edeceğimizi sanıyor ve düşüncesi ile mutlu olmaya çalışıyoruz.
Bu mutluluk ne kadar sürebilir ki? Pek uzun olmasa gerek. Gerçeklerin, hayalleri ayakları altına alıncaya kadar. Artık hayaller yerle bir olmuş, gerçekler tüm acımasızlığı ile karşımıza çıkmıştır. Şimdi ne yapacağız? Yapacak fazla bir şey yok, gerçeklerle yüzleşme zamanı. Fakat bu yüzleşme hayal aleminde olduğu gibi kolay, sıkıntısız ve mutluluk verici değil. Aksine sıkıntılı, huzursuzluk verici, yorucu, can yakacı bir süreç.
Toblo biraz karamsar oldu. Ama gerçekler bu. Bu durumdan nasıl kurtulacağız? Nasıl bir yol izleyeceğiz? Hayal aleminde yaşamak geçici bir mutluluk sağlarken, gerçeklerle beraber yaşamak ve sorunları çözmek gerçek bir mutluluk sağlayacaktır. Kişinin problemlerini üzerine gitmesi, emek harcaması, yorulması, duygusal yükünü üzerinde hissetmesi ve çözüme ulaşması önemli kazanımlar sağlayacaktır.
Öncelikle kendimize olan güvenimiz artmaya başlayacaktır. Ben sorunlarımı çözebiliyorum, bu güce sahibim fikri gelişmeye başlar. Güven arttıkça problem çözme gücümüz de artar. Emek harcayıp çözüme ve amaca ulaşmanın verdiği haz tartışılmazdır. Gerçek olan mutluluk budur işte. Bu mutluluk balon gibi patlayıp yok olan bir mutluluk değil, emekle yoğrulmuş kanlı ve canlı mutluluktur.
Psikiyatrist Dr.Necati Çobanoğlu